30.01.2016 - Falcı Tutturamamış
Ülkede olanlar yanlış yorumlanmış kahve falı gibi. Beyefendi 1 Kasım’dan önce ne gördüyse çıkmadı. “Size istikrar görünüyor” dedi, kaos alabildiğine tırmandı. Her geçen gün artmaya da devam ediyor. Özgürlüklerin kısıtlanması, temel hakların hiçe sayılması, ekonomik bunalımın git gide yaklaşması ülkede istikrarın i’sini aratıyor resmen.
Gerçi neye göre, kime göre istikrar? O önemli. “Terör olayları son bulacak” dedi, biten şey eli sopalıların dükkan basıp cam çerçeve indirmesi oldu. Bu çok duyarlı beyler, seçimden sonra, birden evlerine saklanıp kör – sağır - dilsiz oldular. Yoksa insanlar tam gaz ölmeye devam ediyor. Her yerden, her meslekten ve her yaştan... Yani sokağa çıkmak için hala belli başlı sebepler var. Aman kardeşim, siz yine de çıkmayın. Sizin sokaktaki halinizden evdeki o kör, sağır, dilsiz haliniz yeğdir.
“Asgari ücret üç vakte kadar 1300 lira oluyor” dedi. Neyse bu çıktı. Asgari ücret net 1300 lira oldu. E yorumcu sonuçta, gördüğünü söyledi, nasıl olacağını anlatmadı. “Asgari ücreti 1300 lira yaparken, yükü işverenin sırtından almayı unutacaklar” demedi. “Devlet 110 lira destek verecek, bunu da yalnızca 2016 yılında sağlayacak” demedi. Sigorta primi falan hak getire, verdikleri zaten 110 lira. Onu da 2016’dan sonra kesecekler. Sonra sevgili patronlar başının çaresine bakacak yani. Artık 1300 lira maaşı bankaya yatırıp 300 lirasını elden geri veren işçiler mi çalıştırırsınız, yoksa işçi çıkarımına gider maliyetinizi azaltırken mesai saatlerini mi arttırırsınız bilemem. Falcı da bilmiyor muhtemelen. Oysa devletin vergilendirmeyle ilgili ciddi bir düzenleme yapıp bu yükü işverenin sırtından alması gerekirdi. Aksi halde bu uygulamanın ilerleyen zamanlarda işverenlerin kazan kaldırması için çok müsait bir uygulama olduğunu söylemeye lüzum yok. Yahut işten çıkarılan işçi bunu yapacak. Ama kargaşa çıkacağı konusunda mutlak bir beklenti var.
Bir de bu asgari ücret zammından, ilginç biçimde, en çok devlet yararlandı. Kahin olmaya gerek yok, falcı söylemese de bizim tahmin etmemiz gerekirdi. Kimimiz edemedik. Cep telefonlarına, mobil aboneliğe, elektriğe, elektriğin dağıtım bedeline, motorlu Taşıt Vergisi’ne, Zorunlu Trafik Sigortası’na fahiş zamlar yapıldı. Zorunlu Trafik Sigortası için geçen yıl 304 lira veren, bu yıl 704 lira veriyor. Petrol fiyatları sadece ülkemizde durmadan artıyor. Apartman aidatlarına bile %20’ye yakın zam yapılıyor. Yapılan her zam vatandaşın alım gücünden alıyor. Yahu her gün senin benim evime giren ekmeğe %20 – 30 arasında zam geldi. Yaş sebze-meyve fiyatları da ekmeğinki gibi... Bir de bizimle alay ettiler. “Yok canım zam değil, fiyatlar artıyor” dediler. Durduramıyoruz efendim, öyle durduk yere artıyor. Daha gayrimenkul almak isteyenlere falan değinmiyorum. Mimaride çarpık kentleşme ekolü TOKİ var, bir bankaya ömrünüzün sonuna kadar bağımlı kalacağınızı taahhüt ederek oradan bir daire alabiliyorsunuz. Bu çalışan ne yapsın? Sağ olsun hükümetimiz asgari ücreti 1300 lira yaptı. Açıklanan rakamlara göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1447 lira. Ama hükümetimiz asgari ücreti 1300 lira yaptı. 1300 liralık asgari ücretin işverene maliyeti 1935 lira. Ama hükümetimiz asgari ücreti 1300 lira yaptı. Hükümetimiz, emekçiye iyilik yapıyorsa, önce işverenin elini rahatlatması lazımdı. Vergi muafiyeti ve çeşitli teşviklerle maliyeti düşürmeliydi.
Asgari ücretin açlık sınırının altında olması, utançtır. Hükümetimiz bunu da göz önünde bulundurmalıydı. Hükümetimiz işi kendine yontuyorsa bilemem tabi, her alanda zam mam yaparak bir şekilde hallediyor. Bu arada Uzun Kişi’nin dilediği modelde 50 araba alarak Cumhurbaşkanlığı filosuna katacağını da söyleyeyim. Hani siz Motorlu Taşıt Vergisi’ne hayıflanırken, bundan pozitif yönde etkilenenler var. Sevgiyle…
Yorumlar
Yorum Gönder