Haziran, 2019 - Cumhuriyet Sanayisinin İlkleri: Soba


Kurtuluş Savaşı kazanılıp emperyalist güçler yenilgiye uğratıldıktan sonra Anadolu, Cumhuriyet’le birlikte siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda kalkınma ve gelişme mücadelesine giriştiği için; sanayileşme yolunda büyük ve cesur adımlar atmak gerekiyordu. Zira sanayileşme ekonomik bağımsızlığı, ekonomik bağımsızlık ulusal bağımsızlığın evrensel olarak tanınmasını beraberinde getiriyordu. İşte genç Cumhuriyet’in önündeki büyük ödev buydu, asıl mücadele şimdi başlayacaktı.
Varna’da doğup büyüyen ve Cenevre Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Şakir Zümre, Bulgaristan’daki Türk azınlığı temsilen parlamentoya girdiğinde, Türkiye’nin bağımsızlığını kazanmak ve kalkınmak için omuzlandığı yüke paydaş olacağını bilmiyordu. Tek düşündüğü Bulgaristan Türklerinin temsiliyetini sağlamak; mecliste onların hakkı için mücadele etmekti. Ancak uluslar arası alanda kayıtsız kalamayacağı gelişmeler yaşanıyordu: Mustafa Kemal’in Sofya’da görevlendirildiği sırada kendisiyle tanışan Şakir Zümre, bundan sonraki yaşamını Türk bağımsızlığına ve kalkınmasına adayacaktı.
HALİÇ’TE BİR FABRİKA…
Milli Mücadele yıllarında, Bulgaristan’da gizli faaliyetlerde bulunmaya başladı. Türk ulusal bağımsızlık mücadelesine destek veren çeşitli cemiyetlerde örgütlenmeye katıldı. Batı Trakya ve Anadolu’da çarpışan milli kuvvetlere silah ve cephane yardımı yapıyordu. Bir yandan da Türkiye’nin öz kaynaklarıyla etkin ve yetkin bir savunma sanayi kurması gerektiğini düşünüyordu. Milli Mücadele’ye katkılarından dolayı İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Bu, bir insanın ömründe alabileceği en onurlu nişan, en büyük hediyeydi. Cumhuriyet’in ilanından sonra ailesiyle birlikte Türkiye’ye yerleşti. 1925 yılında Haliç’in Karaağaç mevkiinde, Tapa Fabrikası’ndan kalan yıkıntıların üzerinde bir fabrika kurdu: Türkiye’nin savunma sanayi alanında ilk özel fabrikası, Zümre Zade A. Şakir Türk Sanayi Harbiye ve Madeniye –kısa adıyla Şakir Zümre- Fabrikası…
İŞTE CUMHURİYET BÖYLE BİR ŞEYDİ
Şakir Zümre’nin kurulduğu yıllarda işçilerin çoğu Bulgaristan’dan getirilmişti; 1930’lara gelindiğindeyse çalışanların tamamı Türk’tü.  Yeni bir devir başlamıştı. Cumhuriyet kendi ordusu için üretiyor, silah ihtiyacını kendi karşılıyordu. Türk Hava Kuvvetleri’nin 100, 300, 500 ve 1000 kilogramlık bombaları bu fabrikada üretiliyor; Deniz Kuvvetleri’ne de cephane sağlanıyordu. Bir ülkenin savunması için ihtiyacı olan her şey üretildi: Aydınlatma fişekleri, mayınlar, el bombaları, hatta ilk denizaltı bombaları… Üretim artıp talepten fazla ürün çıkarmaya başlayınca ihracat yapılmaya başlandı. Yunanistan, Bulgaristan, Polonya ve Mısır gibi ülkeler Şakir Zümre’den, Türkiye’den, silah ve uçak bombası alıyordu. İşte Cumhuriyet böyle bir şeydi. Esarete baş kaldıran bu asi ulusun bağımsızlığına kastı olmayan tüm yabancılarla hem diplomatik hem ekonomik ilişki kurulabilirdi. Cumhuriyet’te ebedi düşmanlık yoktu. 1919’un işgalcisi Yunanistan, 1930’larda Türkiye’nin ticari ilişki kurduğu ülkeler arasındaydı.
“SOBA”
Şakir Zümre için sonun başlangıcı olan İkinci Dünya Savaşı, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de bunalıma yol açtı. Fiili olarak savaşa girmemekle, ülke bütünlüğü korunup can kaybı önlenmişti; ancak ekonomik bunalımdan kaçmak imkânsızdı. Savaşın hemen ertesinde ABD stratejik öneme haiz ve yardıma muhtaç 16 ülkeye “yardım elini” uzattı; Marshall Planı’nı ortaya koydu. Bu ülkeler arasında Sovyetler Birliği’ne komşu olan Türkiye de vardı. Ülke içi refahı sağlamak ve ekonomik bunalımdan kurtulmak için ABD’den maddi destek almayı bir çıkış yolu olarak gören Türkiye bir seçim yapmak zorundaydı. Zira ABD bu yardımlar karşısında silah üretiminin durdurulmasını, silah yardımının da kendisi tarafından sağlanmasını istiyordu.  Şakir Zümre faaliyetlerine nokta koymak zorundaydı. Ancak, memleket için üretmeyi yaşam amacı haline getirenler kolay kolay pes edemezdi. Üretmek, ülke ekonomisine yapılacak bir kuruşluk katkı anlamına dahi gelse devam edilecek kadar ehemmiyetliydi. Üretmek, emperyalizme uşak olmamanın tek anahtarıydı. Şakir Zümre de devam etti, şekil değiştirerek...
Cumhuriyet’in ilk özel savunma sanayi kuruluşu, o tarihten sonra “soba” üretti.

* NOSAB Ayna dergisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanayinin İlkleri - Teşvik-i Sanayi Kanunu

Tamiri Mümkün

Yaşam Hakkı ve Adaylık Tartışması Üzerine