Aralık, 2019 - Cumhuriyet Sanayisinin İlkleri - Cumhuriyetle Var Olanlar: Şeker Fabrikaları


Anadolu’nun giriştiği ekonomik kalkınma mücadelesinin önemli ayağını şeker fabrikaları oluşturuyordu. Şeker fabrikaları hem bölgelerinde tarımın gelişmesini sağlıyor hem üretim faaliyetlerini Anadolu’nun kaynaklarıyla ilerletiyor hem de ülkede istihdamın artmasına katkı sunuyordu. Cumhuriyet ile birlikte var olan bu fabrikalardan ilki Uşaklı Molla Ömeroğlu Nuri Bey (Şeker)’in öncülüğünde, Uşak Terakki-i Ziraat T.A.Ş. tarafından kurulan Uşak Şeker Fabrikası’ydı. Uşak Şeker Fabrikası, yetmiş yaşına merdiven dayayan esnaf Nuri Bey’in, Avrupa’dan makineler getirip Uşak’ta montajlatmasıyla faaliyete geçti. Kalkınma mücadelesinde kurulan her fabrika gibi Uşak Şeker Fabriası da bir sevdanın ürünüydü ve her birinin olduğu gibi onun da göğüs kabartan bir öyküsü vardı. Nuri Bey’in öyküsünde ilgi çekici olan nokta, fabrika üretime geçmeden evvel şekeri evinde üretebiliyor hale gelmesiydi. Köyde, tarım arazilerinde yetiştirdiği şeker pancarını şehirdeki evinde kazanlar kurup kaynatıyordu. Sıkma makinesinde sıkıp elde ettiği şerbeti kireç ayranıyla karıştırıyor ve köpük helvası elde ediyordu. Evinde yaptığı sayısız deneyden sonra koyu şerbet elde etmeyi de başarmıştı. Dükkân dükkân gezdirip esnaflara şerbeti anlatıyor, bir şeker fabrikasının gerekliliğinden bahsediyordu. Gittiği her yerde evladı gibi gururla bahsettiği şerbeti gösterdikten sonra “Tarlalarımıza bol bol ‘çükündür’ ekelim” diyor, çevresini daha fabrika kurulmaya başlamadan hammadde üretimine teşvik ediyordu. Nuri Bey’in bu ısrarında katıksız ve sonsuz bir vatan sevgisi yatıyordu. Türkiye’nin parası Avrupa’ya gitmesin, Türkiye’deki çoluk çocuk da şeker yesin diye canhıraş mücadele ediyordu. Uşak’ın model olacağına inanıyor, her fabrikanın Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı için atılmış sağlam bir ilmek olduğunun bilinciyle çalışıyordu. Nitekim Cumhuriyet’in ilk şeker fabrikası olan Uşak Şeker Fabrikası, o yıllarda Anadolu’nun dört bir yanında kurulacak olan diğer şeker fabrikalarına da rol model oldu, öncülük etti. 1926 yılında işletmeye açılan fabrikayı aynı yıl faaliyete geçen Alpullu Şeker Fabrikası takip etti. Uşak Şeker Fabrikası ve aynı dönemlerde montajı yapılarak işletmeye açılan Alpullu Şeker Fabrikası 1930’lu yılların ortalarına kadar Türkiye’nin şeker ihtiyacını kısmen karşıladı. Yine de eleştirilerin ardı kesilmiyor, Avrupa’dan ithal etmenin Türkiye’de üretmekten daha az mali yük doğuracağı konuşuluyordu. Atatürk bunlara kulak tıkayarak, şeker fabrikalarını desteklemeye devam etti. O, erken Cumhuriyet yıllarında girişilen iç mücadelede, kalkınmanın tek taraflı olamayacağını, devletin ve vatandaşın birlikte kalkınacağını her fırsatta söylerdi. Cumhuriyet’in öyküsü, her yönüyle topyekun fedakarlık gerektiren bir başarı öyküsü olacaktı. İşte şeker fabrikalarının öyküsü bu sözün doğruluğunu kanıtlar gibi yazılıyordu. Anadolu insanı ve Türkiye Cumhuriyeti birlikte güçleniyordu. 1933 yılında Eskişehir, 1934 yılında Turhal Şeker Fabrikası kuruldu. 1935 yılında, ayrı işletmeler olan bu dört şeker fabrikası (Uşak, Alpullu, Eskişehir ve Turhal Şeker Fabrikaları) tarımsal, teknik ve idari çalışmaların koordinasyon içinde yürütülebilmesi ve sermaye kaynaklarının birleştirilmesi amacıyla kurulan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. tarafından devralındı. Cumhuriyet’in ilk 50 yılı içinde, sayısı 15’i bulan şeker fabrikalarının kalıcı olabilmesi için devlet de üreticileri destekledi. Şeker pancarı üreticilerinden fabrikalarda çalışan işçiye kadar emeğini ortaya koyan tüm kesimlere vergi kolaylığı getirdi. Enerji, arazi ve hammadde temininde teşvikte bulundu. Şeker fabrikalarının kurulduğu ilk yıllarda, üretim maliyetlerini Avrupa’yla kıyaslayarak “ithal etmenin maliyetsiz ve kolay” olduğunu savunan herkes, yıllar içinde yanılgıya düştüğünü anladı.
İşte Cumhuriyet böyleydi. İhtiyacı olan ürünü, “az maliyetli ve kolay erişilebilir” olduğu için başka memleketten satın almayı tercih etmezdi. Cumhuriyet “yerli ve milli” olanı “az maliyetli ve kolay erişilebilir” hale getirmek için sürekli üretimi teşvik ederdi.
Cumhuriyet, üretim demekti.

NOSAB AYNA DERGİSİ, 20. SAYI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanayinin İlkleri - Teşvik-i Sanayi Kanunu

Tamiri Mümkün

Yaşam Hakkı ve Adaylık Tartışması Üzerine