Nisan, 2020 - Cumhuriyet Sanayisinin İlkleri - Cumhuriyet'in İlk Kadın Makine Mühendisi: Altan Edige



Cumhuriyet Türkiye’sinin sanayide ortaya koyduğu iddia, sosyal ve beşeri kaynakların da en doğru biçimde kullanılmasından yanaydı. Toplumsal ve hukuki alanda yapılan reformlarla erkeğin yanında yer bulmaya başlayan kadınlar, profesyonel iş yaşamında da aktif rol almaya başlıyordu. İş yaşamına dâhil olan kadınlar arasında, mühendislik mesleğini tercih edenler, tarihsel olarak önemli birer rol üstlenmişti. Zira bugün bile mesleklere atfedilen cinsiyet rolleri, kadınların mühendis olmasının toplum belleğinde normalleşmesine bir türlü izin vermezken, o dönemde mühendislik eğitimi alan kadınlar olağanüstü bir cesaret örneği sergiliyordu. İlk kadın mühendisler, cesaretleriyle hemcinslerine rol model oluyor ve üstlendikleri tarihsel görevden –çoğu zaman- bihaber önemli birer figür haline geliyordu. Bu yazının konusu da adını Türk sanayi tarihine “ilk kadın makine mühendisi” olarak yazdıran Altan Edige…
O doğduğunda Cumhuriyet henüz 4 yaşındaydı, savaşın izleri henüz siliniyordu. İstanbul Beşiktaş’ta, mühendislerin yetiştiği bir ailenin en küçük kızı olarak dünyaya geldi Altan Edige. Abisi Almanya’da eğitim gören bir tekstil mühendisi, amcası Sümerbank’ın mensucat mühendislerinden biriydi. Ailede mesleki konuda öncülük eden, insanı şevke getiren birilerinin olması çok önemli. Edige, mühendislik mesleğini ailesi sayesinde sevmiş ve gelecek planları arasına bu mesleği icra etmeyi koymuştu. O günlerde kimsenin bundan haberi olmasa da, Altan Edige, Türkiye’nin ilk inşaat mühendisi Sabiha Rıfat gibi cesur bir kadın olarak Türkiye’ye örnek olacaktı. Beyoğlu Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra mühendislik okumak için İstanbul Teknik Üniversitesi’ne başvurdu. Hayali makine mühendisi olmak tabii, başvuru kâğıdına da ilk tercihi olarak Makine Fakültesi’ni yazdı. Bölüme kabul edilen bu genç kadın için yeni bir hayat serüveni başlamıştı. Edige’nin soyunduğu bu serüven salt meslek sahibi olma gayretini değil, yüzyıllar boyunca kadını profesyonel iş yaşamından uzak tutan bir toplumun şeytanın bacağını nasıl kırdığını da tarih sayfalarına kazıdı: Kadın, erkeğin olduğu her yerde var olabilirdi!
Eğitimi devam ederken, kısa bir süre uçak bölümüne geçiş yapan Edige, bu bölümde başarılı olamayacağını gördükten sonra, genel makine bölümüne kendi ifadesiyle “kati” olarak dönüş yaptı. Tasarı geometri ve teknik resim gibi çizim derslerinde bölümün başarılı öğrencileri arasında yer alıyordu. Temel mühendislik derslerinin yanı sıra, Buhar Makinaları, Buhar Türbinleri, Buhar Kazanları, Soğutma, Demiryolu İşletmesi, Fabrika Organizasyonu, Su Makinaları, Isıtma ve Havalandırma, Elektrikle Tahrik, Motor Tekniği, Aerodinamik ve Takım tezgâhları derslerinde de başarılıydı. Edige, sınıfının tek kadın öğrencisiydi. Arkadaşlarıyla uyumlu bir sosyal bağ kurması, tanınırlığının yüksek olmasının yanında çevresi tarafından sevilen biri olmasını da sağlamıştı. 1947-1953 yılları arasında devam ettiği mühendislik eğitimi sona erince, “Türkiye’nin ilk kadın makine mühendisi” olarak diplomasını aldı. Genç Altan Edige aynı memleketin diğer genç kadınları için, sanıyorum ki, o günler de kendisinin bile farkında olmadığı bir umut öyküsüydü. Kula Mensucat Fabrikası’nda çalışmaya başladı. Kula Mensucat Fabrikası 1930’lu yıllarda kurulan bir dokuma fabrikasıydı. Cumhuriyet endüstrisine yadsınamaz katkıları ve adını tekstil efsanesi haline getiren onlarca yıllık başarılı üretim hayatının ardından birkaç yıl önce tarihe karıştı. Altan Edige, Kula’da çalışırken Alman bir mühendisle tanıştı, evlendi ve bir süre sonra öyküsünün belki de en ilginç yanı olan o kararı verdi: Almanya’ya taşınmak. 20. yüzyılın başlarında eğitimlerini Batı ülkelerinde tamamlayarak memleketlerine dönen kadınlar, yüzyılın ortalarına doğru talihi tersine çevirmeye başlamıştı. Çünkü Cumhuriyet tam da buydu! Cumhuriyet, çağdaş Türkiye’yi kurabilmek için kadınla erkeğin nitelikli eğitimine eşit ölçüde olanak sağlar, dünya ülkeleriyle rekabet edebilir düzeye, cinsiyet fark etmeksizin tüm yurttaşların katılımıyla gelmeyi hedeflerdi. Cumhuriyet en çok da kadınlar için vazgeçilemez bir ayrıcalıktı.

NOSAB AYNA - 21. Sayı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanayinin İlkleri - Teşvik-i Sanayi Kanunu

Tamiri Mümkün

Yaşam Hakkı ve Adaylık Tartışması Üzerine