Kadınlar - Rosa Parks'ın Yer Kavgası


ABD, ekonomik gelişmişliğine rağmen, 1960’lı yıllara kadar ırkçılık sorununu aşamamış, insan hakları ihlaline pek çok kez konu olmuş bir ülkeydi. Ülkede yaşanan hak ihlalleri, yakın tarihe kadar siyahların insan onuruna yakışır biçimde yaşam sürmesine mani oluyordu. Devletin yurttaşlarına yaptığı ayrımcılığa direniş, 1955 yılında Montgomery’de bir halk otobüsünde başladı. Rosa Parks adında bir kadının çaktırdığı bu kıvılcımdan bahsetmeden önce, o yıllarda halk otobüslerinde uygulanan genel bir uygulamadan bahsetmek gerekir. Tüm eyaletlerde olduğu gibi, Montgomery’de de halk otobüslerinde koltuklar beyazların ve siyahların ayrı ayrı oturması için tasarlanmıştı ve ilk dört sıradaki koltuklar beyazlara aitti. Siyahlar en arka koltuklarda oturabiliyordu. Bu iki bölge arasında, ortada, “değişken” statülü koltuklar bulunuyordu. Bu koltukları, beyazların sıraları dolana kadar siyahlar da kullanabiliyordu. Beyazların sıraları dolduğundaysa siyahlar oturdukları koltukları boşaltıp daha arkaya geçmek zorundaydılar. Eğer arkada da yer yoksa ayakta durmaları, eğer ayakta duracakları yer de yoksa otobüsten inmeleri gerekiyordu.

Rosa Parks, 42 yaşında bir kadın, 1 Aralık 1955 tarihinde, o otobüslerden birinde tüm siyahların eşit yurttaşlık hakkı için çığ gibi büyüyecek bir protestonun ilk adımını attı. Otobüste bazı beyazlar ayakta kalınca, şoför arkaya doğru yürüyerek değişken statüdeki koltuklarda oturan Parks ve diğer siyahlara kalkmaları için işaret etti. Üç siyah erkek oturdukları yerden kalktı, fakat Rosa Parks cam kenarında oturmaya devam etti. Otobüs şoförünü duymamış gibi görünüyordu ama duymuştu. Parks yerini başka birine vermesi gerektiğine inanmıyordu. Ten renginden dolayı otobüste oturduğu koltuktan kalkmak onuruna dokunuyordu. Oturmakta ısrar edince “kamu düzenini bozduğu” gerekçesiyle tutuklandı. Rosa Parks’ın uğradığı haksızlık bardağı taşıran son damla olmuştu. O gün, tam 381 gün sürecek olan bir direniş başladı. Kentteki ırkçı, ayrılıkçı sorunlar üzerine çalışan Kadınların Politik Konseyi (Women’s Political Council), boykotu örgütleyen ilk grup oldu. Şehirde siyahların gittiği kiliseler, “insani muamele görünceye, siyahi şoförler de işe alınıncaya ve ortadaki değişken statülü koltuklara ‘ilk gelen oturur’ statüsü verilinceye kadar” boykota devam kararını destekleyeceğini açıklıyordu. Montgomery’de, devam eden hiçbir siyah toplu taşıma araçlarını kullanmayacaktı.

Nihayet 21 Aralık 1956’da, bu haklı direniş sonuç verdi. Yüksek Mahkeme otobüslerde siyahların istedikleri yerde oturabileceği yönünde karar verdi ve boykot sona erdi. Rosa Parks ise pek çok ölüm tehdidi aldığı ve iş bulamadığı için Montgomery’den taşınmak zorunda kaldı. Fakat Sivil Haklar Hareketi’nde ırkçılık karşıtı mücadelesini sürdürmeye devam etti, ABD’de hoşgörüsüzlüğe karşı, kültürel ve etnik farklılıklara saygı uğruna yaptığı çalışmalarla örnek oldu. 1999 yılında ABD Kongresi tarafından altın madalyayla ödüllendirildi. Parks, siyahların, ABD’de yaşamın her alanında ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü yıllarda, özgürlüğünden mahrum olmayı göze alarak bir kıvılcım yaktı; bindiği otobüste ırkçılığa ve ayrımcılığa gösterdiği tepki nedeniyle ABD’de siyahî hareketin sembol ismi haline geldi. Yıllar sonra bu tepkisini anlatırken neden yorgun olduğunu şu sözlerle anlatacaktı:  “İnsanlar, benim o gün çok yorgun olduğum için koltuğumdan kalkmayı reddettiğimi söyleyip duruyorlar. Doğru, yorgundum ama sebep bu değildi. İş günü olmasının fiziksel yorgunluğu değildi bu. Yaşlı da değildim, 42 yaşındaydım. Çok yorgundum. Sürekli haksızlığa uğramaktan ve bunu kabullenmekten yorgundum.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanayinin İlkleri - Teşvik-i Sanayi Kanunu

Tamiri Mümkün

Yaşam Hakkı ve Adaylık Tartışması Üzerine